1 Temmuz 2014 Salı

LİYAKATLİ İNSANI BULMA MESELESİ


Bir devletin veya bir kurumun veya bir şirketin veya herhangi bir organizasyonun verimli, düzenli ve sıkıntısız işleyebilmesi; uhdesinde olan işleri layıkıyla yerine getirebilmesinin en gerekli –önemli demiyorum dikkat-  şartı, bu mekanizmaların liyakatli insanlara teslim edilmesidir elbette.
 “Kalifiye eleman” diye tabir edilen -bir alanda kendini yetiştirmiş, uhdesindeki işi layıkıyla yapabilecek yeterlilikteki insan- yukarıdaki paragrafta saydığım kuruluşların en çok ihtiyaç duydukları bir şeydir. Bu gereksinimin aksini kimse iddia etmez kanımca. Ama benim ifade etmeye çalışacağım şey bu durumun çok da önemsenmeyen “kalifiye eleman”ın seçimi işinin nasıl yapılması gerektiğidir. Şöyle ki anlatmak istediğim, iş bu gerekliliğin uygulamasına geldiğin de seçimin layıkıyla yapılmadığıdır.
Bir şekilde bir görev için insan seçmek amacıyla sınavlar, mülakatlar vs. yapılmaktadır. Liyakatli insanı bulmak için bu bir yöntemdir ama asla tek başına yeterli değildir. Yazılı ve/veya sözlü sınavlardan başarı ile çıkmış herkesin o sınavlara amaç olan işi veya görevi hakkıyla yapacak donanımda ve yetenekte olduğu anlamına gelmez elbette. Gazetenin bu mütevazı köşesinde ayrıntılarıyla irdeleyemeyeceğimiz kadar kapsamlı bir konu olduğu için sınavların niteliğine değinmek istemiyorum. Ama insan seçme ve yerleştirme işi için sınav sisteminin,  işin gerekliliğine göre bilimsel yaklaşımlarla yapılması gerektiğini ifade etmeden geçmeyelim.
 Liyakatli insanı bulma adına yapılacak en bilimsel sınavların yanında bence asıl olarak yapılması gereken adeta bir insan avcısı gibi davranmaktır. Nasıl? Şöyle ki bir makama, göreve veya daha net bir ifadeyle bir sorumluluğa getirilecek insan bulma adına bu seçimi yapacak müdür, patron, amir vs. her kimse bir şekilde yetenekli, liyakatli insanları tespit için iyi bir gözlemci olmalıdırlar. Çünkü bir insanın liyakatini tam olarak yaptığı işle anlarsınız. Eskilerin ifadesiyle: “Âyinesi iştir kişinin lâfâ bakılmaz.” gerçekten. Her ne kadar bilimsel sınavlar da uygulansa seçilen kişilerin gerçek yeterliliğini ancak o işi yaparken görebilirsiniz. İşte tam bu sebepten dolayı 2 -3 saatlik birkaç sınavla kalifiye eleman- liyakatli insan belirlemek mümkün değildir.
Kaldı ki bazen böyle bir seçim mevzu bahis olduğunda gerçek liyakat sahipleri bu seçmelere girme konusunda isteksiz veya desteksiz olabilmektedir. Tam tersine liyakatsiz insanlar, bir takım çevrelerden veya kişilerden aldıkları güçle daha pervasız davranarak ehil insanların önüne geçebilmektedirler. İşte tam da bu sebeple her görev seçimi yapılması gerektiğinde o kurumun yetkililerinin gerçekçi ve cesur davranarak liyakatli insanları tespit etme kararlılığında olmalıdırlar.
Buradan herhangi bir şekilde bir iş ve görev için insan seçmesi gerekli herkese şunu tavsiye edebilirim: Vereceğiniz görevin niteliğine uygun insanı bulmak için kafanızı kaldırın ve biraz gözlem yapın, çevrenizdekilerin yaptıkları işlere bakın belki sizi başarıya taşıyacak olan insan size görünmeden işini hakkıyla yapmaya çalışıyordur. Ama dikkat edin, göz boyayıcılardan ve makam ve mevki için hırslananlardan sakının. Vesselam.

Hüseyin Hilmi ARSLAN
Yeni Ufuk Gazetesi
24.06.2014 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder