Şimdi bu yazıya nasıl başlayacağıma karar veremedim. Kafamda oluşturduğum "Ramazan
şiir gibi bir aydır." veya "Ramazan şiir ayıdır." veya
"Şiirin kelimesiz en güzel ortaya konuşudur, oruç." gibi cümlelerden
hangisiyle başlayabilirim karar veremedim. Derken aslında hepsini birlikte kullanmış olduk değil mi? Maksadım zaten, yazıya nasıl bir giriş yapmam gerektiğini irdelemek
değildi de ramazan ile şiir arasında bağın kendimce tespit edebildiğim yönlerini ortaya koymaktır.
Şair gerçek şiiri
yazarken adeta bir kabz halini yaşar gibidir. Soyutlanmıştır. Dikkatini
toplamış kelimlerini avlamaktadır. Oruçlu da bu hali manevi feyzleri alırken
yaşar. Maddeden soyutlanmışlık yaşarken ruhunun safileşmesine şahit olur. Şiir
gibi bir haldir bu hatta şiirle anlatılamayacak kadar derinlikli bir haldir.
Şiir güzelliğin
remzidir. Güzel olandan, iyi olandan bir yansımadır. Güzeli, iyiyi ve hakikati
arama çabasıdır. Şiir, doğrudan bu durumların ifadesi olabieceği gibi bu uğurda
çekilen ızdırabın, çilenin tezahürü de olabilir kanımca. Oruç da güzelleşmenin,
iyileşmenin metodudur. Oruç hâl olarak safîleştirir; insanı, daha insan kılar. Oruç
insan için manevi bir şiirdir diyebiliriz.
Şiir severler bu
güzel mübarek ayda ruhlarının, kalplerinin algıladığı bir şiir okuyacaklar. Ama
bu oruca vereceğimiz ehemmiyete bağlı. Şiir şairden çok titiz bir çalışma
ister, ehemmiyet ister. Şair gerekli ehemmiyeti göstermezse ,şiir, gerçeğine
ulaşamaz. Oruç da böyle değil mi? Oruç bizi sarmaya kucaklamaya gelmişken ona
ehemmiyet gösteremezsek hakikatine ulaşamayız. Ruhumuzu, kalbimizi ve aklımızı
arındırmak için bize sunulmuş sırlı bir su gibidir: tertemiz, saf ve nuranî.
İnsanca, inananca olmayan hallerle kirletirsek bizi nasıl temizlesin oruç? Aynı
şekilde direnirsek şiirin kalbimize girmesine nasıl bizi daha insan kılabilir
ki? Oruçla şiir insan için bir fırsattır aslında.
Bu şiir gibi ayda
elbette şiir okumadan olmaz. Şiir ramazanda bizi daha kul yapan ibadetlerden sonra
bence bizi daha insan yapacak şiire de zaman ayırmalıyız. Gönül insanlarının
şiirle iştigalleri onların “insan” yönlerinin bir tezahürüdür kanımca. Ne
yapılabilir? Teravih çıkışlarında toplu okumalar yapılabilir mesela. Eski bir
konakta, bir evde veya bir bahçede çaylar, şerbetler eşliğinde şiirseverlerin
buluşması ne de güzel olur öyle değil mi? Ramazan etkinlikleri düzenleyen
belediyelerin bu ortamları hazırlamaları şehre kültürel bir zenginlik
kazandırmakla beraber ve hatta daha çok şiirin şehre yeni bir soluk
kazandırması sağlanabilir. Aslında hiç de zor değil; şiir severleri buluşturun
yeter bence. Onlar güzellik mayasını insan hamuruna katıp mayalayacaklardır.
Onlar yeterki bir araya gelsin şiir kendini gerçekleştirecektir.
Hüseyin Hilmi
ARSLAN
Yeni Ufuk Gazetesi
17.06.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder