Baştan
belirteyim ki okuyacaklarınız siyasi yorum değildir ama elbette siyaseti,
siyasileri ve siyasetle ilgilenenleri doğrudan ilgilendirmektedir. Bildiğimiz
üzere siyasetin iki ana gerçekliği var bunlar: tarafgirlik ve muhalefet. Bu iki
kelime elbette sadece siyaset alanına ait değiller; terim olarak siyasetin,
durum olarak hayatın içindendirler. Amacım bu yazıda bu iki kavram üzerinden düşünce
ufkunda yeni bir gözlem yapmaktır.
Türk dil
Kurumunun hazırladığı sözlükte muhalefet kelimesinin üç anlamı verilmiş:
1. Bir tutuma, bir görüşe, bir davranışa karşı olma durumu,
aykırılık.
2. Karşı görüşte, tutumda olan kimseler topluluğu.
3.
Demokraside iktidarın
dışında olan parti veya partiler.
Görüldüğü
üzere ilk tanımdan başlayarak kelime soyutluktan sıyrılıp somutlaşıyor ve
kurumsallaşma anlamı kazanıyor. Modern toplumunun muhalefet algısının seyrini
bu değişimden anlayabiliriz. Muhalefet, daha Türkçe bir ifadeyle karşı olma
durumu kendi içinde o durumda bulunan kişi için derin tutarsızlıklar; farkına
varılamayacak derecede yanılgılar taşıyabilir kanısındayım. Yalnız şunu lütfen
atlamayalım: TDK’nın muhalefet kelimesine verdiği üçüncü anlamı şimdilik
dışarıda tutalım, çünkü iktidar olan bir parti de olamayanların muhalifidir ve
anlatmaya çalışacağım durum her türlü muhalefet ve de ayrıca tarafgirlik için
geçerlidir.
Konumuza dönersek muhalefet kavramının özüne indiğinizde muhalif
olma durumunun kişinin kendi düşünce ve yaşam biçimiyle doğrudan alakalı
olduğunu görürüz. Yani insanı muhalif kılan maalesef genel geçer gerçeklik
değildir. Daha öznel durumlardır. İşte bu hakikatten dolayı muhalif/muhalefet
olma ve dahi tarafgir olma meselesi hassas bir duruma dönüşüyor. Hiçbir insanın
kendisi(Peygamberler hariç)tamamıyla hakikatin ölçüsü olamayacağına göre ve
bütün insanlar görüş ve fikirlerinde yanılabileceklerine ve dahi
aldatabileceklerine göre muhalif ya da tarafgir olma meselesini kendi iç
dünyamıza göre değil değişmez hakikatlere göre şekillendirmelidir. O zaman böyle
bir gerçeklik ortaya çıkmışken şunu da ifade edelim ki: yukarıda verilen
muhalefet tanımlarından aslında sadece birincisi gerçekliğe daha uygundur,
diğer ikisi gerçek muhalefet değil tarafgirliğin bir başka tezahürü olmaktadır.
Muhalif ya
da tarafgir olma durumunu toptancı, heptenci vs kabullenme veya reddetme
şekliyle anlamak; bendense benim gibiyse iyi, değilse kötü algısıyla yaklaşmak
bir hastalıktır esasında. Muhalefet,
gerçeklikle bağdaşır bir algıyı edindikten sonra yani hakikat olanı araştırıp bulduktan
sonra yanlış olan yani hakikate aykırı olan durum, olaylara karşı olmaktır.
Bunu başarabilmek için ise insanın kendini önce iyi bir iç muhasebeye tabi
tutması ardından gerçek ve doğrunun arayıcısı olması gerekir.
Muhalefet ve
tarafgirliğin en çirkin olanı ise menfaatin, faydalanmanın mihenk olduğu
durumlardır. Böyle bir muhalefet veya tarafgirlik tam bir ahlaksızlıktır.
Menfaati ölçüsünde taraf veya muhalif olmak insana ve topluma yapılmış büyük
bir ihanettir. Bu durum ayrı bir yazının konusu olabilir. Vesselam.
Yeni Ufuk 08.07.2014
Hüseyin
Hilmi ARSLAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder